evinin önündeki ağaca tırmanan çocuğun hikayesi

evinin önündeki ağaca tırmanan çocuğun hikayesini düşündü. ağaçtan inemeyeceğini anlaynca panikleyip dengesini kaybeden çocuğun imdadına babası yetişmiş, büyük, sıcacık, yumuşacık ellerini öne doğru uzatıp oğluna "korkma atla,seni tutacağım" demişti. çocuk hiç düşünmeden kendini aşağı atmış, tüm bedeni kuru toprağın sertliğiyle sarsılmıştı. babası onu tutmak için uzattığı kollarını geri çekmiş, yerde kıvranan oğluna bakarak "artık kimseye güvenmemen gerektiğini öğrenirsin" demişti.

artık kimseye güvenmemesi gerektiğini öğrenmeye başlamıştı ki, bir gün karşısına parlak,büyük,sıcacık bir güneş çıktı. o kadar güzel gülümsüyordu ki, ışığıyla aydınlanmamak imkansızdı. güneşe inandı, ardından gitti. ama bir gün aniden güneş gülümsemeyi bıraktı. hava karardı. herşey pürüzsüzken, bir anda şüpheler içini kemirmeye başladığında anlamıştı, güneşin bile birgün batacağı ihtimalini unuttuğunu...

her yer karardığında, ihtimali düşündü. ihtimal aklını kemirdi. çocuk gitti, atlamak için yeni bir ağaç aradı...


3 yorum:

benimben dedi ki...

.....Bazen en iyi dostun, çok uzak bir ülkede, yıldızların altında uzandığın bir kanepe oluverir. Milyonlarca yıldız kayar ve sen milyonlarca dilek tutarsın.

O uzak yerlerde çok düşünürsün, sadece düşünürsün hatta. Yalnızlığının tadını çıkartmaya karar verirsin belki. Kadeh kaldırırsın sana arkadaşlık eden yıldızlara. İhtiyacın olmadığı halde sarıldığın eski dostlara da.. Sen ağlarken yüzüne kapanan kapılara, asla kötü konuşmadığın o kötü insanlara, uykunu paylaştığın vampirlere.. Hepsinin şerefine içersin kayan yıldızların altında.

Sonra farkedersin, o uzak ülkenin sana yabancı insanları, şerefine kadeh kaldırdığın tüm o dostlardan daha yakındır sana. Yalnızlık öyle bir şey. Yalnızlığı yok edebilecek tek şey. Çünkü açıyor gözlerini, aptallığını emiyor, adam ediyor seni.

Büyüyorsun ve biliyorsun; biri var, uyurken saçlarını okşayacak.

........

Bunu geçen sene bu zamanlar yazmışım. Yazını okuduktan sonra aklıma geldi, buldum. aynı duyguları hissettim yazdığını okuyunca.

denizEMEK dedi ki...

büyüme süreci buysa ve büyüyünce hepsi geçecekse, kadehimi rahatça kaldırabileceksem, bir an önce büyümek istiyorum

ama

benim işkencem de bu işte, ben büyüyemiyorum irmik.

benimben dedi ki...

nasırlaşmak ve kayıtsızlaşmaktan ziyade, sindirebilmek ve ayakta kalabilmek lazım. Diğerleri gibi olmamak için, büyüyememek güzeldir belki :)